Yalnız Gezegen

welcome

Siz Buraya Daha Önce De Gelmiştiniz. Tabii Gelmiştiniz Ya... Tabii. Ben Gördüğüm Yüzü Asla Unutmam. Buraya Gelin De Elinizi Sıkayım! Bir Şey Söyleyeyim Mi? Sizin Yüzünüzü Bile Görmeden, Yürüyüşünüzden Tanıdım. Castle Rock'a Dönmek Için Bundan Daha Iyi Bir Gün Seçemezdiniz.

Reprodüksiyon düşkünü serseriler


"Bu arada Kara Kule 3'teyim. Pamuk şekeri gibi bir kitap. Harikulade." "Seveceğini biliyordum=)" "O değil kitabı okurken sanki seninle sohbet ediyormuşum gibi" İşte 15 Haziran günü Berkay'la yaptığımız bu konuşma gözüme toz kaçmasına sebep oldu kısa süreli:) Duygulandım ya. Demek ki tek özleyen ben değilim. Ayrıca türünü yayan bir vampir, bir misyoner gibi onu da kendime benzetmişim. Buna seviniyorum aslında. Kitabı yeni okumasını ise çok kıskandım. Yeni bir heyecan yaşıyor gibi birşey bu. Benim önceden yaşadığım ve çok hoşlandığım bir his. Hafızayı resetleyip yeniden Kara Kule'ye başlamak isteyebilirim aslında. Gerçi resetlemek istediğim daha farklı hafıza konuları var ama olsun:D

Bugün annemle temizlik yaptıktan sonra duşa girdim. Evimiz temiz olmuştu, ben çilek özlü sabunumla yıkanmıştım. Mutlu olmamak için herhangi bir sebep kalmamıştı. Artık kendimi eskisinden iyi hissettiğimi farkettim. Kendi salaklığıma inanamıyorum. Çok değil bir iki gün öncesindeki Dina'yla bugünkü Dina arasında dağlar kadar fark var. Bir de zeki bir insan olarak falan geçinirim. Aptalmışım ben ya, kendime hala inanamıyorum. Kendime geldim, özüme döndüm.

Bu sene nedir böyle bilemiyorum ama kelebek istilası var resmen. Şu kahverengi olan gariban kelebekler var ya onlardan her yerde var. Bunu söylerken utanç duyuyorum ama korkuyorum ben onlardan. Hayvanlar da manyak mı ne? Işığa uçsan ya güzelim, üzerime üzerime uçuyorlar. Çığlık atarak evin içinde koşuyorum. Lola da bana sinirleniyor falan:D Anneme kelebeklerle ilgili söyleniyordum üzerime uçuyorlar, niye ışığa uçmuyorlar falan diye. Annem de egomu tavan yaptıran cümleyi söyledi: "Gurur duymalısın bence, kelebekler sahiden ışığa uçarlar. Işığa uçmuyorlar da sana uçuyorlarsa.." Ağzım kulaklarımda sırıttım. Kahverengi kelebeklerden eskisi kadar korkmuyorum galiba.:D

Annemle balkonda oturuyorduk bu akşam. Bir anımızı hatırladık, şirin birşey, yazmak isterim. Nejat İşler'in Barda'sını yeni izlemiş ve çok rahatsız olmuştuk. Filmde olaylar şöyle başlıyordu: Genç bir grup bir bara içmeye gidiyor barın kapanmasına yakın yalnızca bunlar kalıyorlardı. Sonra Nejat İşler ve psikopat arkadaşlarının grubu geliyordu. Neyse işte olayla böyle başlıyordu. Biz de annemle filmi izlediğimizin ertesi günü Dost'a gitmiştik. Dost'un alt katında reprodüksiyon tablolar ve film afişleri gibi şeyler var. Biz de annemle birlikte onlara bakıyorduk sonra ışıklar kapanmaya başladı. Annem: "Barda gibi oldu, değil mi?" "Evet anne birazdan reprodüksiyon düşkünü bir grup serseri burayı basacak" :D O gün ne garip gündü ama. Bir kadın Nefretiti tablolarına bakıyordu. Adamı çıldırtmaktaydı. En son "Başka pozu yok mu bunun?" dedi. Manyağın aile büyüğü sanki:D

Hayatımı seviyorum ya. Yaşamak süper birşey cidden, hayatımı güzel yapan herkese teşekkürler. Hepinizi çok seviyorum:)

0 yorum: